Batınilere göre kur’an-ı Kerim’in sözlerinde Arapça bilen herkesin anlayabileceğinin çok ötesinde Tanrı bildirimleri ve buyrukları vardır. Bunu ancak tanrının özel simgelerini tanımlayabilen ve farkında olmuş olan insanlar anlayacaktır. Yani kainatın simgelerini çözmüş olan insanlar anlayacaktır.
Bu yüzden bir dönem bazı insanlara cadı bazılarına medyum dedik. Aslında bunlar bu dili anlayıp ve buna duru görü demiş insanlardı. Ve duru görüsünü açan medyumlar bu simge dilini anlayıp geçmişte ve gelecekte metafizik olarak hareket etmeye başladılar. Ve bu gerçektir.
Bu simgelerden birkaç tanesini örnek olarak size sunalım:
Pençe-i Ali Aba: rivayete göre Hz. Muhammed bir gün yanına gelen Hz. Ali’yi kızı Hz. Fatıma’yı ve torunları Hz. Hasan Hz. Hüseyin’i giydiği aba altına toplamıştır. Bektaşilikte bu kişilere al-i aba denir Hz. Muhammed’le birlikte sayıları 5 olduğundan pençe yani el şeklinde tasvir edilirler
Fatıma Anamızın Eli: el betimi Hristiyanlarda olduğu gibi Müslümanlarda da tılsım olarak kullanılmıştır. Daha çok hastalık durumlarında ya da kadınlarda gebeliği korumak için kullanırlar